Kayıtlar

Ocak, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çok mu Önemliyiz?

Resim
Doğru olduğunu bildiğim, o yüzden de boşveremediğim iç karartıcı düşüncelerin zihnimdeki zindanlardan salıverilmesine vesile olan sevgili arkadaşlarıma itafen. Birey olarak gerçekten çok mu önemliyiz? Andrew Carnegie'nin dediği gibi  “Kimse benim kadar büyük işler başaramaz çünkü ben eşsizim.” diye mi düşünmeliyiz? Ya da Paulo Coelho “Eğer bir şeyi gerçekten isterseniz, tüm evren onu gerçekleştirmeniz için iş birliği yapar.” derken haklı mıydı? Maalesef bu düşünce yapısı bana hiç gerçekçi gelmiyor. Tarım devriminden itibaren dünyadan yaklaşık 109 milyar insan geçti. Şu anda yaşayanlar da eklenince bu sayı 117 milyara çıkıyor. 117 milyar eşsiz ve önemli insan. Yersen... Düzen, çok önemli ve özel olduğunu hissetmesi istenen sıradan insanlar yaratmak üzerine kuruludur. Ancak bu sayede hayatın her alanındaki görevlerini iyi yapmaları ya da gerçek anlamıyla "arıza çıkarmamaları" sağlanabilir. Ne var ki bu eşsiz insanlar hayatlarını hiç de iddia edilen önemle eşdeğer biçimde ya...

Çabalamak

Resim
2001 krizinin geldiğini, askerlik görevimin bitmesine kısa süre kala elime geçen bir gazeteden öğrenmiştim. O dönemde krizin ne demek olduğunu, hayatımı nasıl etkileyebileceğini anlamadığımdan olsa gerek, konu üzerinde düşünüp yorum yaptığımı hatırlamıyorum. Askerden döndükten sonraysa çok fazla düşünmeme gerek kalmadı zira ekonomik krizin insan hayatına nasıl bir etkisi olacağını bilfiil yaşayarak öğrenme şansı buldum. Çok sevdiği mesleğini yaparken para kazanacağını zanneden, büyük hayallerle girdiği üniversitede umduğunu bulamasa da umut dolu genç bir mühendis olarak aylarca iş aradım. Başlarda seçici davranmaya çalışırken 6. ya da 7. aydan sonra “ne iş olsa yaparım” aşamasına geldiğimi hatırlıyorum. Yaklaşımımı değiştirsem de bırakın istemediğim bir işe başlamayı, herhangi bir görüşmeye dahi çağrılmamıştım. Bu dönemde, hayatın ne demek olduğuna dair bilgileri depoladığım ve neredeyse boş olan heybemi yaşam gerçekleriyle doldurdum. Bu açıdan bakınca bazı kazanımlar edindiğimi itiraf...

Dünya Ne Zamandan Beri Yuvarlak?

Merhaba, bir süredir üzerinde çalıştığım podcast, Bilim Tarihinden Hikayeler, için hazırladığım bir taslakla karşınızdayım. Amacım, adından da anlaşılacağı gibi bilim tarihinden ilgi çekici olduğunu umduğum hikayeleri dinleyicilerle paylaşmak. Bu hikayeler bazen bir buluşun kısa öyküsü, bazen de bir düşüncenin, bir gerçeğin ortaya çıkışının uzun serüveni biçiminde karşımıza çıkacak. İlk bölümün konusu ‘Dünya Ne Zamandan Beri Yuvarlak?’ Dünya’nın yuvarlak olduğuna dair ilk düşünceler, M.Ö. 6. yüzyıla kadar uzanır. Antik Yunan’da yaşamış olan filozof Pythagoras (Pisagor), benim ulaşabildiğim kadarıyla dünyanın yuvarlak olduğuna dair net görüş ileten ilk kişi. Ne var ki onun görüşlerini bilimsel çıkarımlar olarak nitelendirmek konusunda acele etmemek gerekiyor. Pisagor’un Dünya’nın yuvarlak olduğunu düşünmesine yol açan birkaç temel felsefi ve matematiksel neden var. Bu düşünceler, Pisagor’un evren ve geometri hakkındaki anlayışıyla da yakından ilişkili. Bu arada hemen belirtelim ki P...

Hayat

Resim
Sonsuz griliğin sınırında, karanlığa komşu yaşıyoruz. Ara sıra göz ucuyla gördüğümüzü sandığımız ışık bu dünyaya ait değil. Adına umut diyen de duydum, yaşam da. Hiç kimsenin görmediği o vaha mı yoksa her yanımızı saran katran mı hayat?

Bana Mutluluğun Tanımını Yapabilir misin?

Resim
Düşünen ve anlayan birinin iyi kalbi için mutluluk yıldızlara komşudur. Eskilerin özlü sözleri gibi etki bırakan cümleler kurmak istiyorum ama hep bir şeyler eksik kalıyor. Belki zamanla istediğim etkiyi sağlayabilirim ama şimdilik bu kadarıyla idare edin, zira konumuz bu değil. Yazdığım cümlenin, özlü olsun olmasın, karamsar bir ifade olduğunun farkındayım ancak kısa süren çalışmalarım sonucunda ulaştığım sonuç maalesef bu. İyiliğin, anlamanın ve mutluluğun aynı sepete hiçbir zaman giremeyeceğini düşünüyorum. Elbetteki iyilik nedir, mutluluk nedir gibi soruların yanıtlarını bilmeden ki herkesçe kabul edilebilecek net yanıtları olmadığı ortada, böylesine iddialı ifadeler kullanmak doğru olmayabilir. Ancak bu arayışa girersek de, sonsuz belirsizlik içerisinde bir çıkarım yapmak olanaksız hale gelecektir. Bu nedenle belirsizlikleri ortadan kaldırma işini size bırakıyorum ve mutluluk konusunda söylemek istediklerimle devam ediyorum.  Girişi kısmında paylaştığım cümlenin üzerinde biraz...