Bana Mutluluğun Tanımını Yapabilir misin?
Düşünen ve anlayan birinin iyi kalbi için mutluluk yıldızlara komşudur.
Eskilerin özlü sözleri gibi etki bırakan cümleler kurmak istiyorum ama hep bir şeyler eksik kalıyor. Belki zamanla istediğim etkiyi sağlayabilirim ama şimdilik bu kadarıyla idare edin, zira konumuz bu değil.
Yazdığım cümlenin, özlü olsun olmasın, karamsar bir ifade olduğunun farkındayım ancak kısa süren çalışmalarım sonucunda ulaştığım sonuç maalesef bu. İyiliğin, anlamanın ve mutluluğun aynı sepete hiçbir zaman giremeyeceğini düşünüyorum. Elbetteki iyilik nedir, mutluluk nedir gibi soruların yanıtlarını bilmeden ki herkesçe kabul edilebilecek net yanıtları olmadığı ortada, böylesine iddialı ifadeler kullanmak doğru olmayabilir. Ancak bu arayışa girersek de, sonsuz belirsizlik içerisinde bir çıkarım yapmak olanaksız hale gelecektir. Bu nedenle belirsizlikleri ortadan kaldırma işini size bırakıyorum ve mutluluk konusunda söylemek istediklerimle devam ediyorum.
Girişi kısmında paylaştığım cümlenin üzerinde biraz daha düşünürsem farklı bir sonuca ulaşabilirim ya da öyleymiş gibi yapabilirim sanırım. Diğer yandan bir süre gerçeğin bu olduğunu düşünelim. Bu gerçekle yaşamaya devam etmek istiyorsak bir şeyler yapmak gerektiği ortada. Aksi durumda düşünen iyi kalpliler kulübü üyeleri olarak köprüde elele tutuşmuş haldeyken 10'dan geriye sayar durumda bulabiliriz kendimizi. Bu nedenle mutluluk nedir ve ulaşmaya çalışmak için neler yapılabilir sorusuna kendimce yanıt aramaya çalışacağım.
Siz de farkındasınız ki bu dünyada yapılabilecek sayısız eylem (resim) mevcut. Bunların bazılarını biliyoruz, bazılarından haberdarız, bazılarını bildiğimizi zannediyoruz, bazılarınıysa hiç duymadık. Kendimize yapmak üzere seçtiğimiz eylemler ilk üç kümeden birinin üyesi olmak zorunda. Çok açık ki eylemlerimizi hatalı seçersek formül işlemeyecektir. Bir başka deyişle, kısıtlı ve yeterince olgun olmayan bir bildiklerimiz kümesinden ya da yarım yamalak bildiklerimiz kümesinden yapılan seçimlerin mutluluk getirmesi neredeyse olanaksızdır. Böylesi bir seçimin bizi sürükleyeceği yolculuktan keyif alamayacağımız gibi, kendimize uygun olduğunu düşündüğümüz eylemlerden çok daha iyilerinin başka kümelerde saklandığını öğrendiğimizde de ölümcül bir hayal kırıklığı yaşayacağımız çok açıktır. Böylesi hatalı bir seçimle ancak çok kısa vadeli -o da bir ihtimal- mutluluklar sağlanabilir.
Yukarıdaki bağlama geri dönecek olursak doğru küme, kaliteli ve aklımızdaki resmi yapmak için gereken koşulları sağlayan bir tuvaldir. Zengin bir tuval için okumalı, gezmeli, düşünmeli, üretmeli, konuşmalı ve dinlemeliyiz. Özetle tuvalimizi kaliteli hale getirmek için çabalamalıyız ki bizi mutlu edecek resmi doğru biçimde kurgulayabilelim.
Doğru resim için ikinci şart uygun boyalara sahip olmaktır ki bu da bizi mutlu edecek eylemi belirlemek demektir. Eğer kümelerimizi yeterince zengin ve gerçekçi biçimde oluşturabildiysek bu hiç de zor değildir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu bir eyleme takılıp kalmamaktır. Resme başladığımızda kurgu da renkler de değişebilir. Hatta tuval evrim geçirir ki olması gereken de budur. Ancak bu sayede mutlu olma haline devam edebiliriz.
Yapmak istediğiniz eylemi (resmi) hayata gerçekleştirebilmek için ihtiyacımız olan son şey becerilerdir. Burada kastettiğim sadece maddi güç ya da fiziksel olarak sahip olunanlar değildir. Duygusal ve düşünsel anlamda sahip olduklarımız da bu kategoriye girer ve önem seviyeleri maddi alandakilerden daha yüksektir. Yaratacağımız resme -yukarıda belirttiklerimi dikkate alarak- karar verdikten sonra aklımızdakileri tuvale aktarabilmek için yetkinliklerimizi geliştirmeye odaklanmalıyız. Bunlar teknik bilgi ya da el becerileri edinmek, bir konuda uzmanlaşmak, düşüncelerimizi ehlileştirmek, fiziksel özelliklerimizi geliştirmek türünden çok geniş bir yelpazede ele alınabilir ve resim yapmaya devam etmek için elzemdir.
Özetle mutlu olmak için doğru hedeflere odaklanmalı, bu hedeflere yönelerek ustaca ve sürekli biçimde hareket halinde olmalıyız. Amaçlarımız bize ne kadar uygun olursa, adımlarımızı bu hedeflere doğru ne kadar düzgün ve kararlı atarsak o kadar mutlu oluruz. Son olarak şunu da belirteyim ki o resim ancak biz öldüğümüzde bitecektir. Eğer hayattayken resim oldu diye düşünür ya da resim yapmaktan vazgeçersek işte o zaman yaşayan, anlayan ve mutsuz bir ölü haline geliriz.