Hayatın Anlamına Biçimsel Bir Bakış


Öyle ya da böyle, hepimizin hayatın anlamını sorguladığımız zamanlar olmuştur. Her ne kadar bu sorgulamalar yaşamın genelini hedef alıyor gibi görünse de aslında kendi yaptıklarımızı ve büyük oranda bizi bekleyen umutsuz geleceği sorguluyoruz. İddialı olduğunun farkındayım ancak umutsuz ifadesini neden kullandığımı açıklamama izin verin.

Şunu belirtmek gerekir ki insanoğlunun düşünce yapısında bazı sorunlar var. Tıpkı ülkelerin sürekli ekonomik büyümeye muhtaç olması gibi biz de hep daha iyisini istemekle lanetlenmişiz. Bu nedenle de bizim için iyi olanın, daha iyisine ulaşmakla açığa çıkacağını düşünüyoruz. Daha doğrusu düşünmeden ve farkında olmadan böyle yaşıyoruz. Umut da, mevcut halimiz ne olursa olsun daha iyisine ulaşabilmek haline geliyor. Bu durum sefalet çekenler için de, çocukluğumuzda hayranı olduğumuz Varyemez Amca gibi altın havuzunda yüzenler için de geçerli maalesef.

Bu iddialı ifadeleri -bir deneme yazmakta olduğum için bu kadarına hakkım olduğunu düşünüyorum, bir adım daha ileri götürerek başka bir tespitte bulunayım: "hayatın anlamı nedir?" sorgulamaları, gelecekteki yaşantımıza dair umut ya da yukarıda belirttiğim çerçevede düşünecek olursak bir şeylerin daha iyiye gitmesi olasılığı ortadan kalkmaya başladığında ortaya çıkar. Umut azaldıkça hayat anlamsız hale gelir ve amatör düşünürler derneği üye sayısını artırmaya başlar. Büyük oranda yanıtsız kalan ya da insanı kısa süreliğine oyalayacak cevaplar bulunabilen bir sorudur bu. O nedenledir ki sonuçsuz arayışlar bittiğinde yine aynı noktaya döneriz ve herkesin yaptığı gibi yaşamaya devam ederiz.

İnsanlık tarihi kadar eski bir soruya kısacık bir karanlık pazar gecesi yazısında yanıt bulmaya çalışmayacağım. Ancak başlığın da hakkını vermeye çalışmak gerekir. Dedim ya, bakışımız "biçimsel." Bu nedenle yolun sonu genel bir yanıta çıkacak, şimdiden uyarayım. Eğer "hayatın anlamı nedir?" buhranına yaklaştıysak ve tespitim doğruysa geleceğe dair umudumuz azalmış ya da yok olmuş demektir. Aramaya başladığımızda yanıt bulamayacağımız bir soruyla hiç yüzleşmemek de en iyi çözümdür. Dolayısıyla yapmamız gereken, geleceğe dair umut besleyebileceğimiz bir yaşam yaratmaktır. Bunun nasıl olacağına dair bir yorumda bulunmama sözümü tutuyorum. Ancak tanıyanların bileceği gibi bir arka kapı bulup söyleyeceklerimden bazılarını da söylemek istiyorum. Bu nedenle de yapılacaklara değil yapılmasının zor olduğunu düşündüğüm noktaya çok kısa değineceğim. Eğer umudu bir başkasının eylemlerine bağlarsanız ki bu kişiler devletleri yönetenler, asla bir araya gelemeyeceğiniz platonik aşklar ya da birlikte toplumu oluşturduğumuz insani dönüşümünü tamamlamamış canlılar olabilir, başarı şansımız yoktur.

Ne yapıp edip bizi peşinden sürükleyecek umudu yaratmalı, onu takip etmeyi başarmalıyız. İçerik olarak net olmasa da hayatın anlamı bu yolculuğun içinde bize eşlik etmeyi bekliyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çabalamak

Çok mu Önemliyiz?

Dünya Ne Zamandan Beri Yuvarlak?