Yarı Zamanlı İnsan

 


Bugün Uncle James’i dinlerken yine aklıma geldi, “insan olmak” ne demek acaba? Ve yine boyumu aşacağına karar verdim; çok da kurcalama. İç biranı, dinle müziğini.

Öyle de yaptım. Ama bazı sorular insanın aklına girdi mi çıkmak bilmiyor. Biraz rahatlamak için doğru ya da yanlış birkaç adım atmalı ki zihinde minicik bir yer açılsın; malum, yapacak çok iş var. Birazcık boşluk olmalı.

Evet, tanımı ben yapamıyorum ama bu konuda kafa yoran da tek ben değilim. Görüşlerine kendiminkilerden çok daha fazla güveneceğim bir sürü düşünür var. En azından onların bu tanımı nasıl yaptıklarına bakılabilir. Buyurun size kısa bir derleme;

o Düzenli içsel sorgulama yap. (Sokrates’in "Kendini bil" öğretisi)

o  Bedeni bir araç değil, yaşamın temeli olarak gör. (Epiktetos'un ölçülülük vurgusu)

o    Sürekli öğren ve yeni şeyler dene. Kitap oku, seyahat et, farklı bakış açıları edin. (Aristoteles’in "Bilgi mutluluğun anahtarıdır" anlayışı)

o    Duygularını bastırma, anlamaya çalış.

o    Yaratıcılığını bir şekilde dışa vur (yazmak, çizmek, müzik yapmak).

o    Boşa harcamaktan kaçın, amaçlı bir yaşam sür. (Seneca: "Hayat kısa değil, biz onu boşa harcıyoruz.")

o    Aile, dostlar ve toplumla sağlıklı ilişkiler kur. (Fromm: "Sevgi, insanın en derin ihtiyacıdır.")

o    Mümkünse başkalarına faydalı ol.

o    Anlamak için dinle, cevap vermek için değil.

o    Başkalarının deneyimlerinden öğren.

o    Geçmişin yükünü taşımak yerine bırakmayı öğren. (Marcus Aurelius: "Başkaları hata yapabilir, sen erdemli ol.")

o    Hayatına anlam katan bir hedef belirle. (Viktor Frankl: "Anlam aramak değil, anlam yaratmak önemlidir.")

o    Çevreyi koru, doğayla uyum içinde yaşa. (Spinoza: "İnsan doğanın bir parçasıdır.")

o    Yeni deneyimlere açık ol: Konfor alanından çık, keşfet, risk al. (Nietzsche: "Tehlikede yaşa, yıldızını yarat.")

Yukarıdaki görüşlere katılanlar kadar katılmayanlar da olacaktır. Elbette bu konuda çok daha fazla düşünce ve öğreti var. Ne var ki hiçbirinin mutlak doğru olduğunu iddia edemeyiz. Ancak bir kısmı bile doğruysa şu gerçek ortaya çıkıyor; çok şanslı olan bazılarımız hariç, çoğumuz yarı zamanlı insanız.

Zaten sorun da bu: Yarı zamanlı insan olmak. İş, sorumluluklar, günlük koşturmacalar derken, kendimizden, çevremizden ve hayattan uzaklaşıyoruz. Çoğu zaman köşede unutulmuş bir şarkı gibi, kendi iç sesimizi yalnızca arada bir duyuyoruz. Bazen bir fincan kahvenin kokusunda, bazen Uncle James’in melodilerinde ama yeterli değil, yaşadığımız hayat eksik. Hiçbirimiz tamamlanmamışız ve yarı zamanlı yaşadıkça tamamlanamayacağız da.

Nasıl yapılır bilmiyorum ama tam zamanlı insan olmak için birkaç başvuru yapmakta fayda var. Endişelenmeye gerek yok. Hepimizin özgeçmişinde yeterince tecrübe mevcut.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünya Ne Zamandan Beri Yuvarlak?

Çok mu Önemliyiz?

Hayat